26 Ekim 2018 Cuma

Umut Zihinsel Güçtür





“Umut var…” derseniz ve de söylediğinize inanırsanız, umutlusunuzdur.
Kolaydır “umut var,” dermek…
Ancak her deyişin diyeti vardır:
Umutla beklerken hayal kırıklığı bulursanız bedelini ödersiniz.
Nedir fiyat?
Sonraki “Umut var,” beklentilerinize daha az inanırsınız…
∘∘∘

Olsun ne fark eder, demeyin:
Defalarca, umutlarınız parçalanıp elinize tutuşturulursa, sonunda aklınıza güveninizi kaybeder, zihnen köleleşirsiniz…
Köleleşirseniz ne olur, ömrünüz efendi aramakla geçer…
∘∘∘

Mental –zihinsel, aklî- gücünüzü yitirmişsinizdir…
Zihinsel gücünüz yitince ne olur?
Başınız sıkışınca aklınızla çıkış yolunu bulma yeteneğini kaybedersiniz…
Umutla ne ilişkisi var bunun?
Olmaz mı?
Nedir ki umut dediğimiz?
∘∘∘

Engellenmiş hissettiğimizde, atlayıp aşmak için yolumuzu kesen bariyerleri, akli yöntemler ararız…
Bulduğumuz “çıkış yolu”nun umut olması için, duygularımıza dokunabilmesi ve onlarla kol kola girebilmesi gerekir…
Mental gücümüzü kaybedince ne denli yetenekli olursak olalım, dayanma gücümüzü yitirmemiz bu yüzdendir.
“Sıkışmadan hızır yetişmez!” derler…
Hızır aklımız olmalıdır…
∘∘∘

Aklımıza güven kaybı, güçlükleri yenebilme inancının yitirilmesidir…
Ne denli harika çözümleriniz olursa olsun duygularınıza anlatamaz, onları “umut”a çeviremezsiniz…
Sürekli hayal kırıklığının umutsuzluğa dönüşmesi bundandır…
∘∘∘

Çıkmaz sokaklarda zoraki umut hayalleriyle –sanrılarıyla- avunmaktansa bir süre umutsuz uyumak evladır…
Görünen sahte umutları elinin tersiyle itebilmek, içinde yeni umutlar demliyordur…
Bilinç altı aramayı sürdürüyordur…
İnsandan ümit kesilmez derler, belki de bundandır…

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder