14 Eylül 2018 Cuma

Hayatınız Masaldır




Gerçekçi olmanız öğütlenir size; hayali bırakanız söylenir…
Kendi masalınızı yazmayı unutup başkasının yazdığı sernaryolarda kıytırık rollere soyunmanız…
Evrenin büyük mucizelerinden birinde çekilen büyük piyangoda kazandığınız yaşamı bilinmedik adamların keyfine tüketmeniz…
Çekilişte bahşedilen bedeninizi sınamadan, sinir sisteminizin zirvelerine tırmanmayı deneyip keyfini sürmeden, size özel rüzgârların serinliğinde gönül eğlendirmeden çekip gitmeniz…
Var olmadan ölmeniz istenir…
∘∘∘

Ya masalınızı yazarsınız ya da satın alma gücü arayışlarında yolunuzu şaşırırsınız.
Küresel dünyanın oltasındaki uysal ve masum yemleri yemeye çabalarken özensiz olursanız, çıkmaz bir sokakta zokayı yemiş bulursunuz kendinizi.
Masalınızı yazmayı bırakın düşünmeyi bile denemeden…
Günün sonunda anlamsız bir boşluğun karanlık köşe bucağında sarhoş dolaşırsınız; ne olduğunu sezinlemekten uzak, hayatı hep sizinki gibi anlamsız, gereksiz, işlevsiz para yarışı sanarak…
İnsanda, doğada, toplumda hiçbir mucizeye dokunmadan, para kovalamaktan varlığınla tanışmaya vakit bulamadan.
∘∘∘

Kapitalizm bir büyük senaryodur…
“Tüm iş hayatını, herkesin istediği gibi yaşama ve kendini ifade etme şeklini, satın alma gücü içkinliğine – insanları özünde kâr kovalayan kobaylara (hi)- dönüştürme projesidir.”[1]
Projenin içinde size biçilen rolden mutluysanız sizin bileceğiniz iştir…
Ancak şu kadarını anımsarsanız, çekip giderken belki işinize yarar: İçinizdeki söküp atamadığınız zehirli boşluk, bir ömrü para peşinde tüketmenin karanlık dehlizlerinde oyulmuştur…
∘∘∘

Satın alma gücü kovalamaktan önemli gerçekler vardır:
Bunlardan biri “siz”siniz…
Varlığınız…
Para olmadan “siz” olmazsınız mı diyorlar? Açıkca söylemeseler bile siz öyle anlıyorsunuz…
Kendi masalınızı yazmak yerine ilgisiz projelerde rol seçmeniz bundan…
∘∘∘

Beni mazur görün mazeretim var diyorsanız, seçimizi yapmışsınız…
Masal yazmak bana göre değil, deyip kestirip atmışsınız…
∘∘∘

Gerçeklerden kopmuş, hayaller içinde masal yazıyorsun… Nasıl var olabilir insan?
İyi bir romancı iseniz masalınız kendi dünyasını yaratacaktır; o dünyanın gerçeğinin kanatlarında bilindik dünyayı hep bulutlardan izlersiniz…
Kuşku duymayın…
İnsan dünyaya gelse gelse kendi yarattığı bir dünyanın özel gerçeğinin kanatlarında uçmaya gelir…
Gerisi uyduruk senaryoların zoraki rollerinde patinaj yapmaktır.
“Gerçek yaşam /gerçek insanlar vesaire arayışının anlamsız bir süreç olduğunu…”[2] içinize sindirmeden kendi dünyanızda özgür dolaşamazsınız.
∘∘∘

Özgün bir masalcı olup olmadığınızı denemeden özgürlükle tanışamazsınız…
Özgün bir masalcı iseniz özgün bir dünyanız olacaktır…
Özgün dünyanız varsa gerçek yaşam ve gerçek insanlar size vız gelir…
O dünyanın şablonuna uygun her şey gerçeğinizdir; “gerçek yaşam” diye bir şey sizin için söz konusu değildir…
∘∘∘

Nabokov’un roman tanımı ile insan hayatı çok farklı şeyler değildir.
Dünyanı yaratmaya cüret etmeden gerçek dünyanın zulmünden nasıl kurtulunur bilemiyorum…
∘∘∘
 


[1] Peter Sloterdijk (d. 1947);Hollandalı filozof.
[2] Vladimir Nabakov (ö. 1977); Rus romancı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder