Altına
fırlatmış atmışlar seni, şaşkınsın;
Dayanmışsın
direğe, bakakalmışsın tependeki hayallerine akan bulutlarda kaybolan ipe[1]…
∘∘∘
Göklere
tırmanan ip nasıl duruyor havada?
Soruyorsun…
Hayal
bayrağının gönderine bağlı, diyorlar.
Nerede
bu gönder?
Uzakta,
çok ırakta ulaşamazsın hiç düşünme…
∘∘∘
İnsan,
ekmekle hayalleri arasında bir ip…
Altı
uçurum ipin, ekmeğin iki adım ötesi…
Öğütler
yağmur gibi:
Akıl,
sağduyu, sağlam oyun;
Ekmek
ekmektir;
Aslında
ekmek hayallerine kavuşmak için güç demektir!
İpe
tırmanmadan hayal var mı, altındaki boşlukta gözün kararmadan?
∘∘∘
Kim
demiş aklın yolu bir, diye?
Herkes
ekmek deseydi, uçurumdan ürkseydi, zamana köleliğin çığlıkları diner miydi?
∘∘∘
Bir
büyüsü olmalı boşluğa aldırmadan ipte yürümenin,
Ekmekte
kaybolan ruhunu, ayağa kaldırmanın…
İçindeki
renkleri dışarı vurmanın…
Gönlünde
uyuyan yapıp-etmenin, düşünüp-biçmenin, yazıp-çizmenin esmeyen rüzgârlarına can
verecek bir sihir:
Bir
şeyi gerçekten iyi yapmanın şavkı zihnine vuran, kafandaki zaman ölçeri
susturan…
Akla
havsalaya sığmaz manyetik dalgaları…
∘∘∘
Kötü
eğitimin koluna beceri bileziği saramadan eline tutuşturduğu diplomaya güvenmenin
hayal kırıklığıdır endüstriyel insan.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder