Ya budaladır ya ölümü seçecek
denli korkak ya da hırsız, kim coşkusuz yaşamı işaret ediyorsa,
Ahmaklığa, korkaklığa diyeceğim
yok dinlemezsin olur biter;
Ama çalacaktır hayatını hırsızsa,
boşuna yaşamış olursun unutma!
∘∘∘
Açık edilmemiş, nefessiz kalmış
yeteneklerin, kullanmadığın gücün, işlemediğin becerilerin yürek sızısıdır
mutsuzluk.
∘∘∘
Hep başkasını arıyorsan kendini
aç bırakmışsındır.
∘∘∘
“Açlığın çocuğusun sen.”[1]
∘∘∘
Karnını doyurabilmek için köleliğe alışır, sonra bunu hayat sanırsın.
Ayakta kalmak için yaşarken,
ölürsün.
Açlığın çocuğudur canlılar…
Yalnızca sen resimleyebilirsin bunu
zihninde.
Kalabalıklar görmezden gelir yazık
ki kafalarındaki resmini çaresizliklerinin,
Kabullenirler “açlığın çocukluğunu”,
başka sokakları istemezler…
∘∘∘
Boynundaki tasmayı, ayaklarındaki
zinciri söküp atmak yerine onlarla yaşamayı öğrenmek için debelenmektir bu…
∘∘∘
Damarlarındaki kanda yetim
dolaşan becerilerine gün yüzü göstermeden,
Onların boy attığı kıraç
topraklarda yanan hayat ateşinde düşüncelerinin yelkenlerini doldurmadan,
İçlerinden en tuhafını gönlündeki
imgelerle sarmalayıp entelektüel mancınıklarınla kimsenin hayallerinin
erişmediği ufuklara fırlatmadan…
Zincirlerinden kurtulamazsın.
∘∘∘
Ne para, ne güç, ne torpil,
Saklı heyecanlarını ruhunun derinliklerinden
çekip alacak entelektüel cesaret ister özgürlüğün.
∘∘∘
Önce özgürlüğün gelir; ardından gerçek
nedir, kimsenin izini sürmeden, herkesden öğrenerek kendin bulursun;
Kölelerin tek hakikati, köleliği
kaldırmak yerine köle sahibi olmaktır bilirsin.
∘∘∘
[1] Arthur
Scopenhauer (ö. 1860) Alman filozof.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder