İki bin
400 yıl önce Sokrates (ö. m.ö 399) söylemiş:
“Üzerinde düşünülmeyen hayat yaşanmaya değmez…”
∘∘∘
Bugün
kimseye anlatamazsın...
“Neyini
düşüneceksin baba? Bir şekilde para kazanacaksın; paran yettiği kadar arzularını
gerçekleştirirsin…”
“Arzularını
gerçekleştirdiğin kadar mutlu olursun; çok kazanmışsan çok arzunu beslediğinden
çok mutlu olursun…”
Günümüzde
düstur bu…
∘∘∘
Üzerinde
düşünülmeyen hayata örnek istiyorsan, işte bu…
“Bugün
büyük çoğunluğun hayatı yaşanmaya değmez mi yani?”
“Onu
sen yaşayanlara sor bakalım, ne diyecekler?”
“Kim
der hayatım değersiz, diye.”
∘∘∘
Filozoflar
politikacı değil, oy peşinde koşmaz; şirket sahibi değil müşteri aramaz…
Anlayabildiğin
kadar faydalanırsın, arayan onlar değil sensindir…
Gerçek
filozoflara ve şairlere politikacılardan ve şirketlerden daha fazla güvenilmesinin
nedeni bu olmalı.
∘∘∘
Hayatı
anlamaya çalışmak nedir ki?
Bu
gezegendeki serüvenine karar vermek değil mi?
Evet,
doğru; ama bunun için insanı anlamak durumundasın…
İşte
ben bu noktada atıyorum yazımın başlığını…
İnsanı
anlamasına anla, ancak kendinden başkasına asla bulaşma.
Anlaman gereken tek insan kendin…
∘∘∘
Yolunu
şaşırmanın en güvenilir yolu her tanıdığını anlamaya çalışmak…
“Tanıdım”
dedikçe kendine tuzak kurarsın;
Kimse
kimseyi tanıyamaz.
Her
insan kendi tanrısını ve şeytanını içinde taşır; ne zaman hangisinin baskın
çıkacağını nasıl bileceksin.
En
iyisi gördüğünü kabul edeceksin; anlamaya çalışmadan, kendine tuzak kurmadan.
∘∘∘
Hayatı
nasıl anlayacağız?
Kendini
ne denli anlayabilirsen hayatı o kadarcık anlayabilirsin.
Mutsuz
musun?
Büyük
şanssızlıklar bir yana kendini yeterince tanıyamadığındandır.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder