Yazmaya başladım; sordular,
söyledim:
“Hayatı yazıyorum…”
Anladım gözlerinden, akıllarına
yatmamıştı.
Hayat yazılır mıydı? İlle de bir
şeyler anlatacaksan spor –futbol-, para, piyasa, politika yazacaktın…
Ya da eğlence, magazin…
∘∘∘
Kimseyi suçlamam; hayat,
futbol-para-politika ya da eğlence-magazindir zamanın ruhunda…
Genel kabullerle bir inatlaşmam yok;
öyle yaşamak istiyorsan yaşarsın…
Ama hesap sana kesilecektir,
bilesin…
Zamanın ruhu: ayakta kalma ve
vakit geçirme peşindedir… Peynir, ekmek, zeytin ve su öneriyor sana yalnızca, karnını
doyurman için, bir ömür boyu…
Yersen…
Dayanabilecek misin? Hayır,
yapamazsın, kimse yapamaz, kimse yapamıyor…
Her şeyin tamam olsa, eğlencenin,
vakit öldürmenin doyumsuzluğuna katlanamayacaksın…
Taş olsan çatlar sapkınlaşırsın…
∘∘∘
Hayat, yaşaman içindir; ekmek
parası kazanıp eğlenmek için değil.
Niçin yaşamak istediğine karar
vermek sana düşer; ardından gelir ekmek parası ve eğlence…
Kafandaki hayatı yaşayabilmen
için…
Önemlidir çok,
Gönlündeki yaşamın kapısını
çalabilmen için, enerji toplamaya yarar eğlence…
Gıdım gıdım intiharın bekleme salonları değildir.
∘∘∘
Yanlış yaşamın gönderindeki bayrak
vakit geçirmek için adam aramak…
Hayatını kemirirsin boş lâflarla.
∘∘∘
Şiir yazmaya benzer hayat, ustalardan
etkilendikçe içten içe çürürsün…
Senin olmalı şiir, ustan ne denli
yüce olursa olsun.
Yolun başındaki yeniyetme toyluğunda
kafa tutabilmelisin korkularına düşüncenin, hayalin…
Okuyarak, iz sürerek, danışarak
olgunlaşma uyanıklığını akıl sanıp “hatasız” yaşamında kusurların bataklığına boğazına
kadar gömüldüysen…
Reddedersin
kurtuluşu…
90’nında sapasağlam, kahve
köşelerinde ahkâm keser ya da oyun kâğıtlarının sahte heyecanıyla avunursun.
Ömürler hataların ateşinde pişerek
şiire döner…
∘∘∘
Sahte mutlulukmuş düşünce;
Yine sabah, yine bir gün, yine
gelmiş kapına yeni bir dünya.
Karar senin, ya kapıyı açar ya vakit geçirirsin.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder