23 Kasım 2015 Pazartesi

Doğru Hayat




Bilgelik, hayatın amacı ve mutlak sonucu
Ölümle yüzleşen herkes bilgeleşir.
Yaşarken doğru hayat’ı bulup bilgeleşmek ise zor zanaattir. Her şeyi aklın ışığında görüp tutarlı davranabilmek…
∘∘∘
Aristokrasi hastalandı, burjuvazi doğdu: Eşitlik, özgürlük, kardeşlik…
İktidar göklerden yere indi; akıl egemen oldu.
250 yıl geçti. Bugün Burjuvazinin (kapitalizmin) aklı hasta.
Ne doğacak kimse bilmiyor.
Neyin doğmayacağı biliyoruz: Sosyalizmin aklının denenip çuvallayan biçimi…
∘∘∘
Sermaye II. Harp sonrası para kazanırken doğru yaşam’ın önünü kesmemeye özen gösteriyordu. Sıkışınca varlık nedenini unuttu kazan da nasıl kazanırsan kazan devri başladı: Sahnede Başkan Reagan ve Demir leydi Thatcher vardı…
Bizden Turgut Özal oyuna katıldı. ‘Enseyi karartmayın’ diye öğüt veren  Türk bilge  enseyi karartmış oyuna alkış tutmuştu.  
Elleri havada olanlar arasında bendeniz de vardım; nihayet yolumuzu bulmuştuk! Devletçilikten kurtulacaktık!
Şimdi.
‘Cennet’ olacağı vaat edilen küresel köy sığınmacı akını altında.
∘∘∘
Sistem kötü ‘hayatlar’ üretirken insan teki (birey) ne yapacak?
Aradığı ‘iyi hayat’ın aslında ‘doğru hayat’ olduğunun farkına varacak!
 Hapsolduğumuz zindanların çimentosu yaşam korkumuz. Sandığımızın aksine ölümden çok hayattan korkuyoruz.
İçinizdeki güvenlik endişesini dinleyin, coşkunuzu nasıl emip tükettiğini hissedeceksiniz.
∘∘∘
Ölüm korkusu arıza yaratır elbette kafanızda; ama kolay atlatılır, ‘siz varken ölüm yoktur, ölüm varken de siz’. Karşılaşmayacağınız bir tehlikeden korkmak için budala olmak gerekir..
Hayat korkusu bu denli kolay atlatılamaz. Otomatikman doğru bellediklerinizi  örselemekten çekinmemeniz gerekecektir..
Örneğin kimse sizi yaşamaya zorlayamaz! İstemezseniz çeker gidersiniz! Bu kavşakta yanlış yola girerseniz özgürlüğü unutun! Esas olan ‘intihar etme özgürlüğü’ne sahip olabilmek. Böylelikle daha coşkuyla yaşar; inanması güç ama diğerlerine göre daha az intihar etmeyi düşünürler…
Daha cesurca yaşama sarılırlar, korkularını atmışlardır…
∘∘∘
Hayat öyle tuhaf bir yolculuk ki: ‘Ciddiye alınamayacak kadar önemli.’
Fazla ciddiye alıp ille de yaşayacağım dedin mi,  .oku yedin!
∘∘∘
Günümüz biliminde fen bilimleri saltanatı var. Sosyal ve beşeri bilimler yerinde sayıyor! Fizik, kimya, biyoloji, ‘İnsanın doğası’ meselesini  ne zaman ki sosyal bilimlerin elinden alır ve bir sonuca vardırır; o zamana kadar bekleyeceğiz…
Sorun, o zamana dek insanın insaniyetini kaybetmemek için ne yapacağıdır.
Bilgi, ‘bilgelik pahasına’ üretiliyor.
Bilgi arttıkça ‘doğru hayat’ azalıyor.
Örnek : Prof. Celal Şengör!
İş başa düşüyor: bilime rağmen bilgelik aramak…
∘∘∘


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder