16 Şubat 2020 Pazar

Bırakın Canınız Sıkılsın





Canı sıkılan insan zihnin karanlık sokaklarında ışıksız kalmıştır.
∘∘∘

Bırakın canınız sıkılsın; kolay çözümlerle aza razı olmayın:
Youtube’da başıboş gezintilere, tv dizilerine (tüm diziler kalabalık ilgisi çekmenin ötesinde bir amaç taşımaz) dalmayın.
Can sıkıntısı bunlardan kat be kat iyidir.
Canınız mı sıkılıyor?
Derdiniz yalnızca vakit geçirmekse, hayalleriniz engelli demektir, önünü açın.
∘∘∘

Bırakın çocuklarınızın canı sıkılsın.
Sakın ola onları oyuncağa boğmayın; arkadaşlarıyla olur olmaz birlikteliklerde uzun süreler harcamalarına göz yummayın ve de asla bunları teşvik etmeyin.
Can sıkıntısı hepsinden kat be kat iyidir.
Onlara benim rahmetli güzel annem gibi “Oğlum ne yapmamı istiyorsun, davul zurna mı getirteyim sana!” da demeyin.
Can sıkıntısı ilgi ve beceri eksikliğinden doğar. “Hayal” eksikliği temelinde yeşerir.
Çözümün, herkesin kendi elinde olduğunu ve de “okumanın” hayal etmeyi besleyeceğini söyleyin çocuklarınıza.
Seyretmenin ve dinlemenin değil okumanın...
∘∘∘

Bırakın canınız sıkılsın.
Kurtulmak için sofrayı kurup bir tek rakı eşliğinde rahatlamayı düşünmeyin.
Güzel bir sofrada içilecek bir duble rakı, hayallerinizi besleyen güzel bir günün kutlaması ise anlamlıdır.
Sıkıntının neresini kutluyorsunuz?
∘∘∘

Bırakın canınız sıkılsın.
Sıradan dost muhabbetlerini ilaç diye çekmeyin içinize, umutsuzluğunuzu beslersiniz.
Can sıkıntısı “umuttur”, eğer hayallerinizi besleyerek yeni yollar keşfederseniz.
Can sıkıntısı depresyonun ve de sıradanlığın hüzünlü çeşmesidir, eğer yalnızca  zamanı unutabilmek için, deneye geldiğiniz için boş adımların gölgesine yine sığınırsanız.
∘∘∘

Can sıkıntısı hem umuttur, hem ölüm.
Umuda gidecekseniz bırakın canınız sıkılsın.
Bir an önce kendinizi bulursunuz.
∘∘∘









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder