Herkes
yanlış yapabilir, diye düşünürsen güzel insanlar cennetinde yaşarsın.
∘∘∘
İnsanları
2 gruba ayıralım:
Bir,
ilişkide oldukları kişilerin davranışlarını hiç –ama hiç- tahmin etmeyenler.
İki,
“Ben insan sarrafı oldum…” diye sürekli öngörüde bulunup ön tavır alanlar…
∘∘∘
Hayal
kırıklığı hangi grupta yoğunlaşacaktır?
İkincide…
Apaçık
değil mi?
Peki,
neden sürekli başkalarını tahmin edeceğimize inanıyoruz?
Şundan:
Herkes
diğerlerini kendisi gibi sanıyor da ondan…
Kendilerini
tanıdıklarını sanıyorlar, acemi çaylaklar!
Kim
bilebilir ne zaman ve nasıl şeytana satılacağını…
Bilemedikleri
için hiç satılmayacaklarını sanarak avunuyorlar…
∘∘∘
Avunmakla
kalsalar ne âlâ; insanları tanıdıklarını sanarak kuşku duvarlarını güven badanarıyla
beyaza boyuyorlar.
Sonuç:
Bir
yanda hayal kırıklığı diğer yanda çirkin insanlar…
Hayal
kırıklığıyla savrulan, “çirkin” görmeye başlıyor;
Oysa
onlar yalnızca insan…
Ve
de insan aynı insan.
İnsan
ne denli çirkinse onlar da öyle…
Ne
denli güzelse onlar da benzeri…
∘∘∘
Gereksiz
güvenden sıyırırsan paçanı, bakmışın çevren güzel insanlarla dolmuş…
Umutların
artmış;
Umut
yalnızca bilginin olduğu yerde canlıdır…
∘∘∘
Ama
doğru bilgi;
Otorite
tanımayan;
Kuşku
ortamında yetişen;
Sürekli
yanlışlama gerektiren;
Dünyanın
ve hayatın temellerini eşeleyip duran;
Matematiğin
ve mantığın rolünü anlamak için didindikçe batan;
Yorulmak
şurda dursun yolculuktan haz alan;
Doğa-
canlılar ve cansızlar- parçacıklardan oluştuğu; parçacıklar da “dalga” gibi
davrandığından, “dalga davranışlarına akıl erdiremediğinde, sıkıntılar içinde
kaybolan…
…..
∘∘∘
Daha
sayalım mı?
Politikacılar
gibi “Ben gelecekten çok umutluyum,” demek işin kolayı…
Gerçekten
umutlu olmak öyle mi?
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder