Kölelik,
zincirlerini kırmaya çalıştığı sürece yaşamdan sayılır…
Çalışma
zorunluluğu köleliktir.
∘∘∘
Yemek,
barınma ve sağlık güvencesi için çalışmak zorundasın;
Nasıl
kurtulacaksın bu tuzaktan?
∘∘∘
Sağduyudan
gelen öğüt, çalışıp yeterli birikim sağlamak, sonunda özgürleşmektir.
Sevimsiz
bile olsa aklın biricik yolu bu gibi gelir insana.
Oysa
yeterince aydınlık değildir sokağın sonu.
“Çok
çalışır, yeterince biriktirince hayatımı yeniden kurarım,” hesabı yapan seks
işçisinin planına benzer…
Sonunda
ruhun fahişeliğin kölelik zindanlarında un ufak olacak “yeni hayat” hayallerin
eriyip gidecektir…
∘∘∘
Yine
de biraz olsun para kazanmak işe yarar; ama ikinci -ve de olmazsa asla ve kata
olmaz- yöntemle birleştirilirse…
-Nedir
bu sihirli ikinci yol?
-Benim
için yaşamak” işte budur!” dediğin şeyi yapabilmek için istek ve arzularını
budayabildiğin kadar budamaktır.
Ne denli
çok keser atarsan, kafandan geriye o kadar çok “sen” kalacaktır…
∘∘∘
Bunu
yapamazsan ne olur?
“Hayat mucizesi”nin sana lütfettiği bir
kerelik denemeyle, para istiflemeyi yaşamak sanarak budalalar vagonunda
vedalaşırsın…
Yaşamak
denen ele avuca gelmez büyünün hiçbir havai fişeğiyle tanışmadan…
∘∘∘
Acılarından
kurtulmak için önce arzularından kurtulmalısın, der Budizm.[1]
Bu
söz pek çok açıdan tartışılabilir; ama doğru yönde söylenmiş olduğu su götürmez…
∘∘∘
Mutluluk
zihinsel bir süreçtir.[2]
Parayla
ancak hoşça vakit geçirirsin.
Bunu
küçümsemiyorum, doğrudur para önemlidir; ama ancak vakit geçirme dediğin
eğlencelerinden hemen sonra gerçekten mutlu olacağın zihinsel etkinliklerine
dönebilirsen…
∘∘∘
Uygarlık
dediğimiz şey yaşayanları “çalışma mecburiyeti” denilen kölelikten
kurtarabildiği serece uygarlıktır…
∘∘∘
[1] Buda, Buddha,
(M.Ö. 563-483) yılları arasında yaşadığı farz edilen budizmin kurucusu.
[2] Schopenhauer,
(ö. 1860)Alman düşünür.