Gerçekten
insanı tanımanın yolu ne?
İlginçtir,
bilgi insan icadıdır, ancak her şeyi bilmenin yolunu açan insan kendini en az
bilir.
∘∘∘
Kendinden
önce doğayı merak etti insan.
Doğayı
bilmek, ölümü geciktirmenin en güvenilir yoluydu.
∘∘∘
Ardından
tuhaf karşılanan görüşler ileri sürüldü:
Ölüme
gitmek ne süre alırsa alsın, elindeki zamanı kafana ve aklına uygun geçirmeye
çalışmak en doğal hakkındı.
Erdem
nedir neye yarar, adalet nedir, gibi ilgisiz(!) sorular sorulmaya başlandı.
Sokrates
(ö. i.ö 399) adında bir garip filozof pişmiş aşa su katıyor, ortalığı karıştıran
sorular soruyordu.
Düzeni
bozduğundan idam edildi.
Doğunun
Buda’sından sonra (ö. y. İ.ö. 500) hayatın nasıl yaşanması gerektiğini tartışan önemli köşe taşıdır Sokrates.
Ardından
yaşamı tek tanrılı dinler işlediler.
∘∘∘
Bugün
doğa bilimcilerinin bir kısmı Sokrates’i sevmez, insan türünün düşünce
gündemini gereksiz ayrıntılarla bulandırmıştır onlara göre.
Düşünce
varıyla yoğuyla doğaya saldırmışken, araya “hayat” gibi elle tutulmaz, resmi
yapılamaz, kafada canlandırılamaz bir hayaleti sokmak da neyin nesidir?
∘∘∘
İnsan
yaşamının tartışılması abesle iştigal - anlamsız işlerle vakit öldürmektir.
Onların
hayat dedikleri yaptıkları iştir. Gerisine aldırmazlar; hayattan bilgi
çıkaranları anlamaya ne vakitleri ne gereksinimleri vardır.
Ellerinde
oyuncak (bilim), oynayıp dururlar…
Karınları
da toktur. Başka ne istenir ki “hayat”tan?
Elbette
“hayatın konuşulmasına gıcık olan” bu
grup, bilim insanları kümesinin törpülenmesi gereken keskin çıkıntılardan
biridir;
Pek
ciddiye alınmaları gerekmiyor.
∘∘∘
Doğa
ve insanı konu alan alanlar ayrı yöntemlerle kavranır.
Doğa
güvenilirdir; insanı bilemezsin.
Yarınki
davranışını bugün sen bile kestiremezsin…
Kapsama
alanı insan olan bilimlerin sık sık saçmalamasının ve nefessiz kalmasının altında
yatan budur.
(Ekonomi,
siyaset bilimi, işletme –business-…)
∘∘∘
Anlamıyoruz
diye sorun ortadan kalkmıyor tabii ki.
Yaşamdan
anlam damıtmanın modası hiç geçmeyecektir; gözünü bu gezgende açmışsın, oyun ne
kadar sürecek bilmiyorsun;
Elbette
merak edeceksin…
Nasıl
yaşarsan sevinçli, kendinden mutlu ve umutlu olacaksın?
Günlerini
saymak aklına bile gelmeyecek, zamanı unutacaksın?
Kimseden
öğrenemezsin,
Seninle
iliklerine dek ilgili bu sorunun yanıtı…
∘∘∘
Paramı
eksiğin, güç mü, sevgili mi, aile mi, dost mu, talih mi, adalet mi, eğlence mi?
Yanıtı
zaten biliyorum mu diyorsun?
Beş
bin yıllık insan geçmişi öyle demiyor.
∘∘∘
Nereye
gideceksin? Tek kapı var açık: İnsan bilimleri (beşeri bilimler, humanities)…
Felsefe,
şiir, edebiyat –roman, müzik, sanat…
Toplayacağını
toplayacak, kendi imbiğinden geçireceksin…
Varın
yoğun elinde kalanlar olacak.
Bunlar
“yapılacaklar”…
∘∘∘
Bir
de “yapılmayacaklar” listesi var:
Toplumun,
çevrenin, dostlarının, arkadaşlarının gazından korunmak, kendi yoluna
gidebilmek…
Çok
zor ve öldürücü olan budur. Kimse tam olarak başaramaz, kurtarabildiğin neyin
varsa ona “Ben” diye sarılırsın.
Ne
kadarın sahte, sen dahil kimse bilemez.
∘∘∘
“Yapılacaklar”
sokağındaki imbiğini yeterli çalıştırmayı beceremediysen, çoğunluğun etkisini
yırtıp sana ait dünyaya girebilme şansın sürüngenlerin kanatlanıp uçmasından
hallice değildir.
Çevrenin
maskotu gibi yaşamak vardır kaderinde.
∘∘∘
Nasıl
yaşayacağını ararken başka kadın ve erkekleri de farkında olmadan öğrenirsin.
Felsefe,
şiir, roman… gibi insani çarkların rahle-i tedrisatından gönlünüzce geçince
olur bu.
Tamam
deyinceye dek…
Sonunda
hem kendinizi hem kadını ve erkeği gücünüzün elverdiği ölçüde öğrenir ve “SEN”
olursunuz.
∘∘∘
İşin
garip yanı nedir bilir misiniz?
Sonuçtan
çok, yolculuk keyif verir. Yolda aldığınız estetik haz sarsıntıları arasından
yürür geçersiniz.
Yolculuğunuzun
adı “hayat” olur.
Hayatın
sonuç almak değil yolda olabilmek olduğu içinize sinmiştir.
∘∘∘
Amerikalı
edebiyat eleştirmeni Harold Bloom “insanı Shakespeare (ö. 1616) icat etmiştir”
diyor…
Bu
görüşe yaklaştığınızı hisseder, şaşırırsınız.
∘∘∘
Astrolojiden
(burçlardan) öğrendiğini sananlara dönersek…
Ya, şiirden
felsefeden haz almayı öğrenerek başlamaları gerektiği hiç akıllarına
gelmemiştir…
Ya
da gereksizce zor ve uzun bulmuşlardır bunu…
Her
iki durumda da bilinçli veya farkında olmadan yaşamı bir sonuç gibi
anlıyorlardır.
∘∘∘
Bu
yanlış bir yaşamı karartacak kadar zehirlidir.
∘∘∘
Şirketler,
yaşamı bir basit sonuç gibi anlamaya zorlar çalışanlarını.
Para
kazanmayı becerirseniz başarılı ve mutlusunuzdur… Becerikliliğiniz ölçüsünde
tüketme hakkını elde edersiniz.
Endüstriyel
dünya insana daha büyük kötülük edemez…
∘∘∘
Hayat
yolda olmak, yolda olmayı sürdürmek ve de ne yapıp edip yoldan çıkmamaktır.
Sonuçlar
biraz yeteneklerine çokça şansa bağlı olabilir.
Oysa
estetik keyif alarak yaşamak yeterince anlamlıdır.
Burçlardan
öğrenenlerin girdikleri çıkmaz sokak buradadır.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder